Öncelikle Güneş
ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutun.. Güneş tam da gözlemlediğimiz gibi
üzerimizde gezinmektedir. Boyut olarak bize söylenenden çok daha küçüktür ve
bize söylenenden çok daha yakındır. Daha küçük ve daha yakın olduğu için düz
dünyanın her bir tarafını aynı anda aydınlatmaz. Bunu bir masa lambasını
masanın etrafında gezdirme örneğiyle açıklayabiliriz. Masa lambası masanın
sadece bir bölümünü aydınlatırken yavaşça masanın diğer kısımlarına hareket
ettikçe oralar da aydınlanacaktır. Bunun gibi Güneş denen bu dev lambanın
bulunduğu coğrafyaya göre ışığının ulaştığı yerler gündüzü yaşarken, karşıt
durumunda kalan ışığın ulaşamadığı coğrafyalar da geceyi yaşamaktadır. Yukarıdaki
kısa video düz dünyaya göre gece-gündüz modeli için size fikir verecektir.
28 Kasım 2017 Salı
25 Kasım 2017 Cumartesi
Dünyanın Küre Olduğu İkibin Yıldır Bilinen Bir Şey mi ?
Düz Dünya
fikri ile karşılaşan biri, konuya dair ayrıntları henüz öğrenmeden yaptığı ilk
savunmalardan biri dünyanın yuvarlak olduğunun binlerce yıldır bilinen bir
gerçek olduğu iddiası oluyor –bu savunmayla sıkça karşılıyoruz-
Evet
dünyanın yuvarlak olduğu fikri ikibin yıldan fazla süredir var burası doğrudur
ancak 20.yüzyıla kadar herkes tarafından kabul görmüş değildir. Ne zamanki “uzaya
gönderilen” roketler vasıtasıyla “küre dünya fotoğrafları” çekildi ve “Aya
gidildi” artık konu tartışma olmaktan çıkmış ve herkes tarafından kabul edilmiştir. Tartışmaya
açılması bile teklif edilemez hale gelmiştir. Velhasılı küre dünya fikrinin
egemen olduğu dönem 20.yüzyıldır. Hiç de öyle ikibin yıldan beri kabul görmüş
egemen bir düşünce değildir.
İkibin küsür
yıl öncesine dönüp baktığımızda ise önümüze iki meşhur isim çıkıyor. Birisi
Matematiğin Tanrısı olarak tanımlanan ve küre dünyanın eğim matematiğini bulan
Pisagor, diğeri ise dünyanın düz olamayacağını deneyle gösterip sonra da küre
dünyanın çevresini gerçeğe yakın şekilde ölçtüğü söylenen Eratosthenes.. Tamam
işte madem adam deneyle bunu ıspatlamış niye itiraz ediyorsunuz derseniz,
geçtiğimiz aylarda benzer deneyi yapan düz dünyacılar ikibin küsür yıl önce
Eratosthenes’in bilmediği veya bir şekilde hesaba katmadığı yeni bir enstrümanı
da deneye katarak bu arkadaşın yanıldığını gösterdiler.
Eratosthenes
matematiğindeki yanlışı ortaya koyan videonun linkini hemen alta ekliyorum;
Gelelim Pisagor’a
Aşağıya maddeler
halinde Pisagor ile ilgili bazı veriler paylaşacağım. Bunları okurken
zihninizde şu soruya cevap aramanızı istiyorum;
Pisagor ve
takipçileri dünyanın küre olduğunu biliyor muydu yoksa buna inanıyor muydu?
·
* Pisagor
bireysel bir matematikçi değil, bir tür grubun önderi gibiydi
·
* Bir
Matematik denklemi çözdüklerinde bu grup tanrılara hayvan kurban ederdi
·
* Grubun
sıkı kuralları vardı, mesela herkesle aynı taraftan yürümezlerdi
·
* Ayakkabıyı
ilk olarak sağ ayağına giyilmesi kuralı
·
* Bedensel
sıvıların erkeğin ruhunun parçası olduğuna inanmak ve seksten kaçınmak
·
* Sessiz
kalma kuralı ve gruba katılmak isteyenlerin uzun süre tek kelime etmemesi
·
* Matematik
onlar için dinsel bir deneyim, bazı denklemler de ilahi sırlardı
·
* Pisagor
tüm evrenin ardındaki unsurların sayılar olduğuna inanırdı
·
* Sayıların
kutsal olduğuna inanırlardı, mesela 10 sayısı hepsinin en kutsalı idi
·
* Tetraktik
adını verdikleri kutsal bir üçgene inanıyorlardı, kutsal üçgene ve kutsal 10
sayısına dua ederlerdi
Sanırım bu kadar yeterli. Şunu netleştirelim bizler takıntılı
komplo teorisyenleri değiliz, asıl takıntılı olan onlar...
Ve konuya dönecek olursak, ikibin yıldır dünyanın küre olduğu
bilinen bir gerçek değil
ÖYLE OLDUĞUNA İNANILAN bir fikirdir hatta bizce batıl
inançtır. Adamlar üçgen, küre gibi cisimlere kutsallık atfediyor ve “dünya da öyle
olmalı” algısı yayılıyor. Pisagor, Tetraktik ve Pentagram üzerine daha fazla
ayrıntı için yine LightAroundtheMoon kanalındaki videonun linkini hemen alta
ekliyorum;
Son olarak bir ilave yaparak soru işaretlerini avucunuza
bırakıp müsaade isteyeceğim.
Pisagor ve takipçileri kutsal üçgene inanıp 10 sayısını tanrı
gibi görürmüş dedik ya
Günümüz Siyonistleri 9 ve 11 rakamlarını (13 rakamı da var)
benzer şekilde kutsuyor. Az bir şey beyin jimnastiği yapacak olursak 9’dan
hemen sonra 11’e geçmelerini aslında 10 sayısını es geçmek yani tanrıyı es
geçmek ! olarak düşünebiliriz. Niçin tanrıyı es geçsinler ki derseniz bi zahmet
araştırın bu insanlar Luciferyan ve Lucifer Kuran’da geçen Şeytan oluyor.
Amerika’da acil yardım numarasının 911 olması ve ikiz kule saldırılarının 11
Eylül olması (11 – 9 – 2001) gibi şeyler kesin tesadüftür zaten ;)
17 Kasım 2017 Cuma
Dünya Düz ise Kenarı Nerede ve Niçin Aşağıya Düşenler Olmuyor ?
Düz Dünya
modeline göre “kenardan aşağı düşmek” gibi bir durum sözkonusu değil.
Bu noktada
öncelikle, diğer gezegenler ve yıldızlarla birlikte uzay boşluğunda olduğumuz
fikrini çöpe atmamız gerekiyor. Konuyla ilk tanıştığınızda uzayın içinde düz
bir dünya hayal edip çok saçma bulabilirsiniz (bize göre de saçma olurdu) Fakat
öyle bir dünya yok :)
Big Bang
dedikleri büyük patlama sonucu etrafa saçılan yıldızlar, galaksiler yok. Ve bizler
birer yıldız tozu değiliz. Güneş, Ay ve yıldızlardan oluşan gökyüzü dünyanın
tavanı oluyor. Ayak bastığımız yer ise dünyanın zemini..
Kısaca gökler ve yer (arz) var ve dolayısıyla biz gökte –uzayda- bir yerde değiliz e doğal olarak zaten zeminde olduğumuz için “aşağıya düşmek” gibi bir durum sözkonusu değil.
Kısaca gökler ve yer (arz) var ve dolayısıyla biz gökte –uzayda- bir yerde değiliz e doğal olarak zaten zeminde olduğumuz için “aşağıya düşmek” gibi bir durum sözkonusu değil.
Peki bu düz
ve hareketsiz olan zeminin bir sınırı var mı ? Cevabı %100 bilemesek de
Dünyanın etrafının büyük bir buz duvarıyla çevrili olduğunu ve kenarın bu
duvarın ardında olduğunu düşünüyoruz. Buz duvarı deyince, izleyenlerin zihninde
Game of Thrones dizisinin canlanması olası. Daenerys Targaryen de hoş bir
karakter aslında :) Nerede kalmıştık, küre dünyada bize bir kıta olarak anlatılan Antarktika’nın aslında bu bahsettiğimiz buz duvarı olması ve dünyanın
çevresini sarmış olması olası. Tabii böyle düşünmemizde Game of Thrones
dizisini kaynak göstermeyeceğiz. Fakat belki Birleşmiş Milletler amblemini
kaynaklardan biri olarak gösterebiliriz. Çok ilginçtir BM logosunda en yaygın
olarak kullanılan düz dünya haritasını görüyoruz ve bu haritada dünyanın
etrafını saran yapraklar da akıllara yaprak sarmasını get tamam ciddileşiyorum.
Dünyanın çevresinin hem yukarıdan hem de kenarlardan bir kubbe ile sarılı olduğu (muhtemelen korunduğu) düşünülüyor.
Madem dünya
düz ve kenarı Antarktika buzulu ise neden kimse oraya gidip bunu ıspatlayamıyor
derseniz karşımıza bir sürü devletin imzaladığı Antarktika Anlaşması çıkıyor. Evet
imkanlarınız yeterliyse Antarktika’ya gidebilirsiniz fakat orada bir sürü yasak
var örneğin çevreyi görmek istiyorum deyip drone uçurumazsınız. Hep bize
sorular soruyorsunuz, bu sefer de küre dünyanın efendilerine sorun bakalım
uçurduğunuz drone yanlışlıkla bir penguenin kafasına düşmesi gibi küçük bir
ihtimal dışında bu son derece ıssız topraklarda acaba drone uçurmak niçin sakıncalı görülsün ki ve buna benzer düzinelerce başka yasaklar niçin olsun
ki..? (Penguenlere
yaklaşmak yasak, gittiğiniz gemi dışında o coğrafyaya tuvaletinizi yapmak yasak,
oradan herhangi bir şeyi hatıra olarak evinize götürmek yasak vb)
Aşağıya
LightAroundtheMoon kanalında yayınlanmış bir videoya ait yaklaşık 10 dakikalık
bir bölümü paylaşıyorum. Bu videoda iki usta gemicinin farklı zamanlarda buz
duvarını aşmak için yüzbinlerce km yol katettiklerini (yani küreye göre
Antarktika kıtasının çevresini birkaç defa turlamak demek oluyor) ve ABD’li bir
Amiralin o coğrafyaya ait çok ilginç sözlerini bulabilirsiniz ki bize göre bu
amiral dünyanın kenarını ve kubbeyi keşfetmiş olabilir.
İyi
seyirler..
16 Kasım 2017 Perşembe
Düz Dünya Konusu Ortadoğu'nun Dinci Zihniyetinin Bir Ürünü mü ?
Pek
sayılmaz. Evet geçenlerde bir Arap bilim adamı bu konudan bahsetmiş, uçağın
havalandığı yerde sabit durması halinde, dönen bir dünyada Çin’in uçağa doğru
geleceğini söylemiş ve bilimci çevre tarafından buna eleştiriler gelmişti. İşte
yobazlar böyledir, hiç bilimden anlamazlar, ne kadar cahiller vs.. Sanki kendileri
bilimle yatıp kalkıyorlarmış gibi..
Neyse Düz
Dünya meselesi belki asırların tartışma konusu fakat kitleler halinde
sorgulanmaya başlayalı henüz birkaç sene oluyor ve konunun artarak yayıldığı
coğrafya o “özenti bilimcilerin” düşündüğünün aksine Batı oluyor. Eric Dubay,
Rob Skiba, Dave Murphy gibi öncü isimlerin takipçisi yüzbinleri
bulan hesaplarından yaptıkları paylaşımlar ikna edici olmalı ki ilk
duyduğunuzda kulağa çılgınca gelen bu konu Batıda bir hayli ilgi görüyor.
Denemesi bedava; google ya da youtube üzerinde “Flat Earth” yazıp konunun
ciddiyetini kendi gözlerinizle görebilirsiniz.
Meselenin
dini bir yönü yok mu derseniz aslında evet var. Şöyle ki big bang denen
patlamayla uzayda sürüklenirken türlü tesadüfler sonucu hayatın oluşabileceğini
düşünen ateist eğilimli pek çok kişi, kubbesi olan büyükçe bir akvaryum veya
deney tüpü gibi bir kapalı sistemde yaşadığımızı farkedince ister istemez bunun
bir “tasarım” olabileceği sonucuna varıp deist olabiliyor. Muhtemelendir ki Düz
Dünya meselesi “bir yaratıcının varlığını” daha çok desteklediği için İslam
Coğrafyasında da sempati görebilir. Tabi bunu zaman gösterecek.
Aşağıdaki
videoda takipçilerinin Eric Dubay’a gönderdiği Flat Earth (Düz Dünya) paylaşımları
derlenmiş. İnsanların pek çoğu kalabalıklara göre hareket eder ki maalesef
ülkemizde de böyle. Hani Düz Dünya fikrine sıcak bakmaya başlamış ama “başkaları
ne der, yalnız mıyım, çoğunluk küre diyor ya onlar haklıysa rezil olurum” vb
kaygılarınız varsa (bu tür kaygıları olan yakınlarınız varsa) bunu bi izleyin / izlettirin derim. Yalnız değilsiniz :)
Ha gaza
gelip Batıdaki gibi videodakine benzer Düz Dünya aktiviteleri yapamaz mıyız
derseniz belki zamanı var. Önce şu konuyu bi hazmedelim. Batıda yapılan
deneyleri bizler de yapalım. Mümkünse konu üzerine çorbada bizim de tuzumuz
olsun ve bazı yeni fikir ve deneyler üretelim sonra neden olmasın.
14 Kasım 2017 Salı
Güneş, Ay ve Diğer Gökcisimleri Yuvarlak ise Dünya Nasıl Düz olabiliyor ?
Bu soru şuna
benziyor;
odayı
aydınlatan lambalar yuvarlak ise oda nasıl düz olabiliyor ?
veya bilardo
topları yuvarlak ise bilardo masası nasıl düz olabiliyor ?
Velhasılı
gökcisimlerini yuvarlak görüyor olmamız, içinde yaşadığımız Dünya’nın da top
gibi yuvarlak olduğunu göstermez. Yanlış bir mantık yürüttüğünüzü gösterir.
Düz Dünya
modeline göre üzerinde ayak bastığımız yer evrenin zeminidir. Tıpkı odanızın
zemini gibi..
Gök
cisimlerine gelince birer küre olduklarına emin miyiz deyip şuraya bir soru
işareti bırakalım ?
13 Kasım 2017 Pazartesi
Düz Dünyacılar Bilime ve Bilimsel Kanıtlara Karşı mıdır ?
Hayır
değildir. Aksine gerçek bilimi savunmaktadırlar.
Şöyle ki;
adına ister İllüminati, ister Siyonizm, ister Küresel Sermaye vb ne derseniz
deyin politik ve ekonomik gücü ellerinde tutan birileri, inandıkları dini
metinlere dayalı bir tür PARALEL BİLİM ortaya çıkarmışlar ve bunu özellikle
20.yüzyılda Medya, Holywood ve NASA yoluyla insanlara aktarmışlardır. İşte Düz
Dünyacıların iddiası ve itirazı bu paralel bilimle alakalıdır. Yoksa kimsenin
uçağın uçma prensiplerine, akıllı telefonların tasarımlarına, otomobile, bilgisayara,
çamaşır ve bulaşık makinelerine itirazı yoktur. Bütün itiraz; paralel bilim
şeklinde önümüze sunulan, aslında teori ve kabullerden ibaret olan Astronomi,
Astrofizik ağırlıklıdır.
Nasıl yani
teorik, adamlar Dünya’nın fotoğraflarını çekip paylaşıyor daha büyük kanıt olur
mu derseniz konuya yüzeysel yaklaşıyorsunuz demektir. Farklı yıllarda
paylaştıkları Dünya fotoğraflarına daha yakından bakın ve mümkünse biraz daha
dikkatli.. Kıtaların büyüklükleri nedense standart değildir. Biraz teknik
bilgiyle fotoşop olduklarını anlayabilirsiniz ki zaten bu fotoğrafların kompozit
olduklarını ve birazcık fotoşop kullandıklarını NASA çalışanları da itiraf
etmektedir.
Tamam peki
öyle olsun bu Dünyanın düz olduğunu mu kanıtlar ? Hayır tabiki de..
Sadece
konuya hala yüzeysel baktığınızı kanıtlar :) Dünyanın çevresinde çok sayıda
uydu varken, uzaya araç gönderebiliyorken, Marsın Satürnün Plütonun
fotoğraflarını çekebiliyorken !? elimizde Dünya’ya ait tek bir sağlam fotoğraf
olmayışı yukarıda değindiğimiz “paralel bilim” konusunu sorgulamamız
gerektiğini de kanıtlar.
Ve sonra
evinizin penceresinden dışarıya baktığınızda ya da yüksekçe bir tepeye çıkıp
manzaraya baktığınızda Dünyanın gayet düz ve hareket etmediğini gözlemlersiniz.
Güneş’e baktığınızda aslında Güneşin hareket ettiğini gözlemlersiniz. Uçağa
bindiğinizde o kadar yüksekte o kadar hızla giderken bile eğim falan göremez,
algılayamazsınız. Sizden yapmanız istenen şey tüm bu kendi gözlemlerinizi bir kenara bırakıp takım
elbiseli adamların sözlerine güvenmenizdir. Onlar öyle diyorsa yalan söyleyecek
halleri yok ya kesin Dünya hareket ediyordur hem de yalpalanarak *_*
NOT-1
Dünyanın hareketi ivmesizdir dolayısıyla sabit hızda giden bir arabada hareketi
nasıl hissetmiyorsak aynı o şekilde hissetmeyiz diyecek olan kurnazlara şöyle
cevap verelim; arabada sabit hızla giderken camdan bakarak hareketi
anlayabiliriz üstelik bu örneğe aksiyon katmamız şart çünkü araba düz gitmiyor
dönerek gidiyor ve buna rağmen hissetmiyoruz, gözlemleyemiyoruz öylemi *_*
NOT-2 Aşağıdaki fotoğaf üzerinde çözümleme
yapıldığında, Dünya’nın etrafında bir kutucuk olması o Dünya’nın oraya SONRADAN
konduğunu gösterir *_*
11 Kasım 2017 Cumartesi
Gemilerin denizde uzaklaştıkça kaybolması kürenin kanıtı değil mi?
Değil *_*
Herhalde bu
en sık duyduğumuz küre dünya “kanıtlarından” biri olsa gerek. Sahilden ileriye doğru
bizden uzaklaşan bir gemiye bakınca bir süre sonra yavaş yavaş kaybolduğunu
gözlemleriz. Bunun sebebi dünyanın eğimiyle ilgili değil, gözün görme limiti ve
perspektifle ilgilidir.
O gemi
uzaklaşıp gözünüzde küçülüp kaybolurken omzunuzda evcil bir kartal olduğunu
düşünün. Eğer kartal ile konuşabilseydiniz ve ona gayet bilimsel bir edayla “bak
gemi eğim nedeniyle kayboldu” deseydiniz muhtemelen gahahaha diye gülüp “mal
mısın koskoca gemiyi göremiyon mu” diyecekti. Bunun için evcil ve konuşan bir
kartala ihtiyacınız yok. İyi bir teleskop da aynı işi görebilir ve kaybolan
geminin görüntüsünü size geri getirebilir.
Bu kez geminin daha da uzaklaşması
gerektiğini savunan küreciler olacaktır. Evet 15 km uzaklıktan sonra gemiyi
teleskopla bile görmek güçleşir fakat bunun sebebi de eğim değildir. Şöyle
açıklayalım; ileriye doğru giden gemimiz kuzey yönüne gidiyor olsun. Sağ tarafımız
doğu, sol tarafımız batı... Eğer kuzey yönünde 15 km gidince eğimi
anlayabiliyorsak, denize doğu-batı yönlerinden bakarak da eğimi
anlayabilmeliyiz. Çünkü küre üzerinde eğim varsa tek yönlü olmayacaktır. Deniz
manzaralı bir tepeye çıkıp, denizin görebildiğiniz en sol bölümünden
görebildiğiniz en sağ bölümüne kadar gözünüzle bir tarama yaparsanız (tabii
nereden hangi uzaklıktan denize baktığınıza göre değişmekle birlikte) 15 km den çook daha
fazla bir mesafeyi gözlerinizle taramış olacaksınız. Bunun için deniz manzaralı
tepeye çıkmanıza bile gerek yok internette uzaklardan çekilmiş deniz
manzaralarına baksanız da olur. Peki 15 km de kuzey yönlü eğim varsa 15 km den
çok daha fazla uzunlukta doğu-batı yönünde eğim görebiliyor musunuz ? Bence hiç
zahmet etmeyin cevabı zaten biliyorsunuz. Denize sol-sağ yönlü baktığımızda
daima karşımızda düz bir ufuk görürüz. Soldan sağa doğru hareket eden gemilerin
de yukarı çıkıp sonra aşağıya indiğini görmeyiz..
Ve siz
doğu-batı yönlü bakınca eğimi göremeyişimizi “işte dünya çok büyük bu kadarcık
denizde eğimi görememek normal deyip, sonra kuzey yönlü –ileriye doğru-
uzaklaşan bir geminin yavaşça kaybolmasına “aha kanıt işte bak eğim”
derseniz bu yaptığınız tek kelimeyle ÇELİŞKİ olur.
Neyse... O
gemi bir gün gelecek *_*
6 Kasım 2017 Pazartesi
Güneşi battıktan sonra teleskopla bile niye göremiyoruz?
Örneğin Ankara’da yaşıyorsunuz. Aylardan Kasım ve akşam 17:30 sularında romantik duygular eşliğinde Güneşin batışını izliyorsunuz. Uzaklaştı uzaklaştı ve kayboldu... Öyle ki artık teleskopla bile görünmüyor. Koskoca ışık topu olan Güneş teleskopla bile görünmediğine göre Dünya anlatıldığı gibi küre olmalı ve Güneş de artık göremeyeceğiniz şekilde batmış olmalı değil mi? Değil işte :)
Güneşin
hareket ettiği Düz Dünyada, siz Ankara’da tam o Güneş’in batışına ait romantik
duyguları yaşarken o esnada HANGİ ÜLKE tam öğlen saatini yaşıyorsa Güneş o
bölgenin tepesinden geçiyor deriz. Buna göre bulduğumuz coğrafya Brezilya’nın
doğu şehirleri mesela en bilindik olan Rio de Jenario civarı oluyor. Evet siz Ankara’da Güneş’i son son görüp o sırada Güneş'e veda
ederken Rio de Jenario’da insanlar öğlen sıcağını yaşıyorlar çünkü Güneş tam tepelerinde ;)
Pekala artık
Güneş gibi kocaman bir ışık kaynağını battıktan sonra niye teleskopla göremiyoruz diye
negatif düşünmek yerine, Güneş’i taaaa Brezilya semalarına giriş yapana kadar
gözlemleyebiliyoruz diye tebessüm etmeliyiz belki de :)
Artık o battığı noktadan sonrasını niye göremediğimizi uzaklık ve perspektifle + atmosferik sebeplerle + Güneşin uzaklaşması sonucu ışık kırılmalarının da değişimiyle açıklayabiliriz.
Tıpkı Ankara’dan teleskopla Everest tepesini görememek gibi veya Güney kutup
ülkelerinden görülen yıldızları ülkemizden görememek gibi..
Aşağıdaki video bu konuya ışık tutacaktır, sadece 3 dakika üşenmeyin izleyin *_*
5 Kasım 2017 Pazar
Madem Dünya Düz, Neden Gerçeği Saklıyorlar ?
Yani neden
böyle bir şey yapsınlar ki değil mi.. Tamam dünyada çok fazla şerefsiz,
yalancı, sahtekar insan var ama bu bilim sonuçta ve bilime de mi
güvenemeyeceğiz ? Bilime gönül vermiş insanların bundan ne gibi bir çıkarı
olabilir ki ? Sorular bu tür bilim ekseninde olduğu sürece konuyu kavramak zor
olacaktır çünkü aslında bu çok bilinmeyenli bir denklem. Evet dünyada bilime gönül verenlerin çoğu işlerini iyi yapan düzgün insanlar olabilir fakat konu sadece bilim
değil.
Dini, siyasi, ekonomik vb amaçlar da var diyelim.
Dini, siyasi, ekonomik vb amaçlar da var diyelim.
Bilim ve Din
ne alaka diyeceksiniz :) Öyle ya gerek ülkemizde gerekse dünyada bu ikili
birbiriyle sanki sürekli kavgalıymış gibi bir tablo çizilir. Öyleyse bilimle
yatıp kalkan bu insanların niye bir dini amacı olsun ki ? Maalesef durum biraz
daha karmaşık. Bu kötü adamlar bir dine inanıyorlar ve inandıkları dini
metinleri de bizlere bilim diye yutturuyorlar. Bunu nasıl yapıyorlar, sıklıkla
yaptıkları 9 doğru söyle ve yanına 1 yanlışı serpiştir ve o yalanı yedir
yöntemiyle yapıyorlar. E tabii Medya, Sinema, NASA gibi kurumlar da bu
adamların elinde olduğu için kitleleri kandırma imkanları çok fazla.
Bakın siz Dünya ve gezegenler Güneş’in etrafında dönüyor dediğiniz anda aslında bilimsel bir gerçeği değil bu adamların inancını (Güneş ritüelini) savunmuş oluyorsunuz *_*
Bakın siz Dünya ve gezegenler Güneş’in etrafında dönüyor dediğiniz anda aslında bilimsel bir gerçeği değil bu adamların inancını (Güneş ritüelini) savunmuş oluyorsunuz *_*
Nasıl bir dine
inandıklarıyla alakalı bilgi için Kabala, Siyonizm, Luciferian gibi anahtar
kelimelerle internette arama yapabilirsiniz.
Konunun
ekonomik boyutu da var. Örneğin NASA gibi kurumlar arada birkaç roket uçurup
birkaç gezegen keşfettik haberleri yayınlayarak ve bilgisayar başında
oluşturdukları fake gezegen fotoğraflarını paylaşarak milyar dolarlık paraları
götürüyorlar. Bu haberler önemli çünkü “bakın çalışıyoruz” demek istiyorlar..
Sadece NASA
gibi kurumlara akan para değil tabi ki... Küre dünya demek keşfedilecek başka
yer kalmadı demek. Örneğin düz dünyada gökkubbenin dışında da başka bir kıta
bulmaları halinde o toprakların tüm yeraltı zenginlikleri kendilerinin olacak,
bizlerle paylaşmalarına gerek yok veya bizlerden birilerinin bu yatırıma göz
koyma ihtimali yok. Çünkü konu gizli ve hiçbir şeyden haberimiz yok ;)
Siyasi
amaçları da belki duymuşsunuzdur, anahtar kelimeler: New World Order / Yeni
Dünya Düzeni... Zaten köle gibiyiz de bunu daha da arttırmak ve üzerimizde tam
kontrol sağlamak istiyorlar. Örneğin ülkelerin küçük parçalara bölünmesi
planları var. Çünkü küçük ülkecikleri kontrol etmek daha kolay. Sonra da
gelecekte “uzaylı saldırısı” gibi yapay bir komplo ile "hadi insanlık olarak birleşelim tek dünya devleti olalım" diyecekler muhtemelen.
Bütün
bunları komplo teorisi olarak değerlendirebilirsiniz. J.F.Kennedy'i de zaten
aşağıdaki videoda yaptığı deşifre yüzünden öldürmediler. Lee Harvey Oswald
denen bir dengesiz öldürdü evet tabii kesin öyledir *_*
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)