23 Temmuz 2018 Pazartesi

Düz Dünyaya Göre Venüsü Güneş Battıktan Sonra da Görebilmek


Öncelikle Ay Venüs fotoğrafı ve kısa videosu için Deniz Kaya'ya teşekkür ederek başlıyorum.
Aşağıya eklediğim videoda (12 dakika) konuyu dilim döndüğünce anlattım. Yazılı anlatım da olsun diye kısa bir özet geçiyorum...
Düz Dünya modeline göre Dünya sabittir, gökyüzü ve dolayısıyla Güneş, Ay ve gezegenler etrafımızda hareket etmektedir.
Bu hareket; 12 büyük vagondan oluşan dev bir trene benzetebileceğimiz zodyak veya burçlar kuşağı üzerinde olmaktadır.
Bu arada burçlar kuşağı ve takım yıldızlar aynı şey değildir, 13.burç diye bir şey yoktur.
Ve sizler de biraz teknik bilgiyle astrolojik gök hareketlerini takip ederek astronomik sonuçlar-öngörüler çıkarabilirsiniz. Örneğin Güneş battıktan sonra hava kararınca Venüs’ü hangi dönemler gözlemleyebileceğinizi veya örneğin Ay ile Venüs’ün birbirine yaklaşarak Türk bayrağı grafiği oluşturacağı olası akşamları çok çok önceden tespit edebilirsiniz.
İşin mantığı çok basittir; Güneşin bulunduğu vagon, Venüs'ün bulunduğu vagondan önde ise doğal olarak önce Güneş batar (ufkun ötesine uzaklaşır) peşinden de Venüs'ün vagonu ufkun ötesinde kaybolana kadar ki süre boyunca bizler hava kararmış olsa bile Venüs'ü gökyüzünde gözlemleyebiliriz. Güneş ile Venüs aynı vagonda ise ya da Venüs daha ön vagonlarda ise bu gözlemi yapamayız

Biraz daha detaylı anlatım için videoyu aşağıya ekliyorum;


7 Ocak 2018 Pazar

Düz Dünyacılar Astronomik Kanıtları Niçin Kabul Etmiyor ?


Çünkü Astronomik kanıt olarak bize sunulan veriler hep teorik. Yani kanıt manıt yok *_*
Nasıl yani kanıt yok açıklayalım.. Aklınıza mıh gibi çaktıkları küre dünyayı sorgulamaya başladığınızda, sorularınıza kanıtlarla değil de teoriler yoluyla cevaplar alırsınız. Hadi deneyelim.

Örneğin eğim konusu.. Dünya küre ise bir yerlerde eğim olmalı. Oysa bizler ne denizlerde, ne bir dağın üzerinde iken, ne de uçakla seyahat ederken eğim falan göremeyiz. Elbette dünya çok büyük ve büyük bir kısmını görmekten bahsetmiyorum. Bir topun üzerine 1 TL büyüklüğünde bir daire çizdiğinizde o minik daire üzerinde de bir eğim olmalı ve biz ne çıplak gözle ne türlü araçlarla eğimi tespit edemiyoruz. Bunu sorguladığımızda aldığımız cevap işte yeterince yükseğe çıkmadınız oluyor. Halbuki bize yıllarca denizde uzaklaşarak kaybolan gemilerin dünya eğiminin kanıtı olduğunu öğretmişlerdi ?

Dünyanın dönüşünü hissetmek veya gözlemlemek meselesi.. Evimizin veya işyerimizin penceresinden dışarı baktığımızda gördüğümüz şey hareket etmeyen sabit bir dünyadır. Oysa saatte 1600 km hızla döndüğümüz söyleniyor. Daha yüksekçe bir dağa çıkıp bakarsak tüm o şehir yine hareketsiz görünür. Uçaktayken dünya hareketsizdir. Uzay balonundan alınan görüntülerde de öyle. Bunu sorguladığınızda bu kez derler ki ivme yok o yüzden hareketi hissetmiyoruz. Sabit hızda giden bir otobüste giderken onu hissetmiyoruz ya öyle bişi. Hımm ben otobüste giderken camdan dışarı bakınca hareketi gözlemleyebiliyorum ? Aaa şey işte biz de yukarıya bakarak dünyanın hareketini gözlemleriz. Hımm iyi de ben yukarı bakınca güneşin, ayın, bulutların üzerimizde hareket ettiğini görüyorum ve 7 milyar insan için aynı gözlemin geçerli olduğuna eminim ?? Aaaa şey güneş hareket ediyormuş gibi algılıyoruz ama öyle değil valla bak kesin değil bunu bilim adamları bin yıldır söylüyor oğlum güven onlara..
Evet zaten kürecilerin ellerindeki tek şey bu. Bilim insanları öyle söylüyorsa öyledir *_*

Küre dünya verileri hakkında kanıt olmadığına ikna olmadıysanız devam edelim.
Mesela kütle çekimi. Meşhur yerçekimi. Hani şu masonik gönye pergel sembolünün ortasındaki G harfi yani Gravity. Büyükçe bir kütlenin, daha küçük bir kütleyi çektiğine dair kanıt var mı diye sorgulamaya başladığınızda işte bu kütle çekim şeysi gezegenler gibi büyük kütleli cisimler için geçerlidir. Hımm yani bununla ilgili elimizde bir deney yok mu ? Yok ama olsun geçenlerde adamlar kütle çekim dalgaları çalışmasıyla Nobel ödülü aldı bu kanıt sayılmaz mı ? Hımm bu büyük küre dünya yalanını söyleyenlerin kendi elemanlarına Nobel ödülü vermesi gerçekten çok ikna edici bir kanıt evet kesinlikle *_*

Kardeşim dünya resimleri var, Satürn ve Plüto resimleri var daha ne istiyorsunuz ? O resimlerin sahte olmamasını istiyoruz mümkünse. Çünkü hepsi fake. Bakınız 35 bin km yukarıda uyduların dolandığı söyleniyor (evet zaten hep söylemden ibaret) oysa küre dünyaya ve dönüşüne dair şöyle gerçek tek bir tane bile fotoğraf veya video yok. Sırf bu bile küre dünya meselesine kocaman bir soru işareti koymanız için yeterli. Ve tekrar ediyorum NASA veya diğer ülke uzay ajanslarının fotoğraf ve videoları gerçek değil.

Mesela güneşin ardından yardırarak uzayda yol alırken nasıl oluyor da yüzyıllardır kutup yıldızı hep aynı yerde gözlemleniyor diye sorduğumuzda bu kez işte 5-10 bin yıl içinde bu değişecek bak görürsün deniyor. 5-10 bin yılmış.. Bu da topu taca atmak gibi bir şey..

Mesela konuya matematikten girip Eratosthenes hesabını kanıt olarak sunanlar düz dünyacıların o  hesaptaki eksik olan parçayı bulduğunu öğrenince ya susuyor ya da düz dünyacıların deney ve hesaplarını küçümseyerek geçiştiriyor.


Velhasılı yazılanları okumakla yetinmeyip siz de araştırınız. Bizim göremediğimiz bir kanıt bulursanız bizimle de paylaşınız. Tek bir kanıt bile yeterli. Ortada tek bir kanıt bile yokken sanki yüzlerce kanıt varmış gibi ukalaca bir tavır sergilemek sizi bilimsel değil komik gösterir özellikle düz dünyacılarla tartışırken ;)

25 Aralık 2017 Pazartesi

Düz Dünya Modeline Göre Mevsimler ?

Öncelikle küre dünya modeline göre mevsimleri hatırlayalım. Dünyanın güneş etrafında dönmesi sırasında eksen eğikliğinden dolayı güneş ışıkları kuzey ve güney yarıkürelere farklı açılarla gelir. Kuzey yarıküreye dik açıya yakın geldiği aylarda kuzey bölgeleri yaz dönemini yaşarken, güney yarıküreye dik açıya yakın geldiği aylarda ise bu kez güney bölgeleri yaz dönemini yaşar.

Peki mevsimleri düz dünya modeliyle açıklayabilir miyiz ? Evet, hem de gayet güzel açıklayabiliriz. Hatta açıklamadan önce şunu itiraf edelim, düz dünyaya ait gerçekleri küre dünyaya uyarlarken adamlar dersini iyi çalışmışlar.
Kürede, dünyanın ekseninin 23,27° eğri olmasının düz dünyada karşılığı düz dünyada güneşin ve ayın spiralin altında veya üstünde olmasıyla aynı sonuçları doğurur.
Kürede elips olması düz dünyada güneşin - ayın yörüngelerinin iç çemberden orta çembere ve dış çembere spiral olmasıyla aynı sonuçları doğurur.

Şimdi yukarıya eklediğim fotoğrafa odaklanalım. Evet bize küre dünyada öğretilen Yengeç ve Oğlak dönenceleri ve tabi ekvator düz dünya modelinde de geçerli. Fark şu ki Yengeç kuzeyde, Ekvator ortada, Oğlak güneyde olacak şekilde değil de Yengeç iç çember, Ekvator ortadaki çember alan, Oğlak ise dış çember olacak şekilde güneşin rotasını belirliyorlar. Daha önceki yazılarımızda da belirttiğimiz gibi güneş bize anlatılan hikayelerdeki gibi çook büyük ve 150 milyon km uzaklıkta falan değil. Aksine daha küçük ve tepemizde dolanıyor. İşte güneşin yengeç dönencesinde (içteki küçük çemberde) dolandığı aylarda düz dünyanın merkezdeki kuzey kutbuna yakın olan coğrafyaları yaz aylarını yaşıyor. Çünkü güneş tam üstlerinde dolanıyor. Bu esnada iç çembere uzak olan Avustralya gibi coğrafyalarda ise kış mevsimi yaşanıyor. Ve güneş zamanla tıpkı bir trenin ray değiştirmesi gibi yengeçten ekvatora ve sonra yine zamanla oradan oğlak rotasına giriyor. Böylece düz dünyanın daha dış çemberinde kalan ülkelerin üzerinden geçmeye başlıyor ve tabi doğal olarak bu kez merkeze yakın olan coğrafyalardan uzaklaşıyor. Özetle güneşin hangi coğrafya üzerinde hareket ettiğine göre yaz ve kış mevsimleri değişim gösteriyor. Ve evet tıpkı derslerde bize söylendiği gibi güneş 21 Aralık’tan itibaren oğlak dönencesine geçiş yapıyor, böylece Türkiye gibi merkeze (iç çembere) yakın bölgelerde kış başlıyor.

Peki bu açıklamaya göre, güneşin iç çemberde katettiği yol ile dış çemberde katettiği yol farklı bu nasıl oluyor derseniz güneşin raylar-dönenceler üzerindeki hızlarının da farklı oluşuyla açıklayabiliriz. İç çemberde merkeze yaklaştıkça güneşin hızı yavaşlıyor, dış çembere geçince ise hızı artıyor. Bu durumu, hareket eden bir bisiklet tekerinde göbeğe yakın (iç çember) bir nokta ile lastiğe yakın (dış çember) bir noktanın senkronize hareketine benzetebiliriz.


Aşağıya eklediğim kısa video konuyu zihninizde canlandırmanıza yardımcı olacaktır.


3 Aralık 2017 Pazar

Düz Dünya Modeline Göre Vakitler, Yerel Saatler ?

Küre Dünyaya göre lise bilgilerimizi hatırlayalım.
“Bir noktada Güneş’in gökyüzündeki konumuna göre belirlenen saate yerel saat denir
Dünya üzerindeki herhangi bir yere Güneş ışınlarının gün içerisinde en büyük açıyla geldiği an o yerin öğle vaktidir ve saat 12:00’dir
İki meridyen arasında (1 derecelik boylamda) 4 dakika yerel saat farkı vardır
Dünya kendi ekseni etrafındaki dönüşünü 24 saatte tamamlar”
Böylece Lise Coğrafya derslerinden bihaber olmadığımızı da göstermiş olduk :)

Şimdi biraz daha odaklanır ve yazacaklarımı eklediğim görsellere de bakarak dikkatlice okursanız küre dünya için anlatılan yukarıdaki verilerin düz dünya için de aynen geçerli olacağını anlatmak / göstermek istiyorum. Dolayısıyla yazacaklarım düz dünya kanıtı değildir sadece “küre dünyada yerel saatler var, aynı boylamdaki bölgelerin yerel saati aynı oluyor bu kürenin kanıtıdır” diyen çok bilmişlere, bu verilerin düz dünya için de geçerli olduğunu gösterip heveslerini kursaklarında bırakmak istiyorum. Let’s go *_*



Eklediğim görsel Day & Night Map android uygulamasından. Bu uygulama bir düz dünya uygulaması olmasa da Güneş ışıkları yerine Güneş sembolünü coğrafya coğrafya gezdirerek aslında bizim “Güneş düz dünya üzerinde geziniyor” fikrimizi en azından görsel açıdan destekliyor (Düz Dünyacıların telefonuna indirip kullanmasını tavsiye ederim)
İş bu görsele gelince Güneş sembolüne baktığımızda Afrika kıtasının üzerine gelmiş ve boylam mantığıyla düşündüğümüzde daha yukarıda bulunan Türkiye’nin üzerinde olduğunu görüyoruz. Görselde saat 12:00’yi gösteriyor. Yukarıdaki Coğrafya notlarını hatırlarsak Güneş’in o noktaya en büyük açıyla geldiği an öğle vaktidir ve saat 12:00’yi gösterir diyordu. Düz Dünya modeline göre de değişen pek bir şey yok aslında. Sadece yorum farkı var diyelim şöyle ki Güneş’in yukarıda gezindiğini düşündüğümüz için saat 12:00 yani öğle vaktinde Güneş hangi coğrafyanın ÜZERİNDE ise o bölge öğlen vaktini yaşar deriz. Bakın küre dünya anlatımına göre de 12:00 civarında güneş ışıkları en büyük açıyla o bölgeye vuruyor ve öğlen vaktini temsil ediyorsa benzer bir açıklamayla ama bu kez “güneş ışıkları” yerine bizzat Güneş o coğrafyanın üzerinde dolayısıyla en büyük açı olan 90 derece dik açıyı yapmakta bu durum da Güneş o coğrafyanın üzerinde olduğu için o bölge hem sıcaklık hem ışık yoğunluğu açısından “zirve yapmakta” ve bu duruma öğlen vakti demekteyiz. 

Durun daha yerel saatlere gelmedim ama azcık zeki olanlarınız tehlikenin farkındalar bence :)
Şimdi yine aynı görsel üzerinde Güneş’in aydınlattığı hem sağ taraftaki hem sol taraftaki en uç noktalara bakalım. Güneş ışığının sol tarafta aydınlattığı en uç kısımlar Güney Amerika (Brezilya vb) coğrafyasını, sağ tarafta aydınlattığı en uç kısımlar ise Avustralya'yı gösteriyor. Konuyu dine getirmek için değil, sadece yerel saat açıklamasını daha gündelik yaşantıya uyarlamak için şöyle bir varsayımda bulunalım istiyorum. Aylardan Ramazan ayı olsun ve tüm dünya oruç tutsun varsayalım (hemen gülmeyin sadece konuyu anlamak adına bir varsayım yapıyoruz) Sol tarafa bakalım, Güneş’in aydınlığının en uç noktasını gösteren çizgi sanki Güney Amerika’yı ikiye bölmüş gibi.. Bu coğrafyanın sağ veya doğu tarafında çoktan sahur olmuş, sabah namazları kılınmış gün ağarmış oysa bölgenin sol yani Batı tarafı henüz karanlık ve insanlar acele acele yiyip içiyor kulakları da hocada :) Sanırım olayı anladınız ama yine de iftarı da yapalım derim ve dikkatimizi bu kez görselin sağ tarafına Avustralya kıtasına çevirelim. Güneş’in aydınlığının en uç noktasını gösteren sağ taraftaki çizgi Avustralya’nın en sağ yani en doğusuna kadar erişiyor. Bakınız en doğuda hava kararmaya başlamış yani iftar için orada top patlamış ve hızlı hızlı yemek yiyenler sigarasızlık, çaysızlık hasretine son vermiş. Avustralya’nın batı tarafı ise sabırsızlıkla top patlasın diye beklemede..
Sahur ve iftar vakitlerini de yerel saatlere göre belirlediğimiz için konu aydınlanmıştır diye düşünüyorum. 
Evet Güneş’in üzerinden geçtiği ve 90 derece açı yaptığı bölgeler öğlen vaktini yaşarken, Güneş ışıklarının doğuda ve batıda ulaştığı son noktalar ise sabahı ve akşamı yaşıyorlar. Ve evet tepsi gibi düz bir dünyada yerel saatlerin bu açıklaması, 150 milyon km uzaktan gelen Güneş açılarına göre oluşması açıklamasına göre daha anlaşılır, daha gerçekçidir -bizce-

Şimdi finale doğru düz dünyayı büyükçe bir tepsi pastaya benzetelim. Bu pastayı her biri 1 derecelik incecik dilimlerden oluşacak şekilde 360 parçaya bölelim. Elimizde 360 incecik pasta dilimi var. Şimdi her bir dilimi 4 dakikada yiyelim veya birine ikram edelim. Niye 4 dakika derseniz en üstteki Coğrafya notlarını hatırlatırım ve amacımız küreye uyarlanan verilerin düz dünyada da çalıştığını göstermek idi ve küreye göre yapılan bir açıklamanın düz dünyada da açıklanabileceğine dair son hamlemiz geliyor
Bir ince dilim pasta 4 dakikada yeniyorsa, 360 ince dilim pasta kaç dakikada yenir?
360 x 4 = 1440 dakikada kocaman tepsi pasta bitiyor.
1440 dakika 1440:60 = 24 yani bir tepsi pasta 24 saatte bitiyor ;)
Küre için kullanılan matematik, düz dünya için de geçerli.
Afiyet olsun *_*


28 Kasım 2017 Salı

Düz Dünya Modeline Göre Gece ve Gündüz Nasıl oluşur?


Öncelikle Güneş ile ilgili bildiğiniz her şeyi unutun.. Güneş tam da gözlemlediğimiz gibi üzerimizde gezinmektedir. Boyut olarak bize söylenenden çok daha küçüktür ve bize söylenenden çok daha yakındır. Daha küçük ve daha yakın olduğu için düz dünyanın her bir tarafını aynı anda aydınlatmaz. Bunu bir masa lambasını masanın etrafında gezdirme örneğiyle açıklayabiliriz. Masa lambası masanın sadece bir bölümünü aydınlatırken yavaşça masanın diğer kısımlarına hareket ettikçe oralar da aydınlanacaktır. Bunun gibi Güneş denen bu dev lambanın bulunduğu coğrafyaya göre ışığının ulaştığı yerler gündüzü yaşarken, karşıt durumunda kalan ışığın ulaşamadığı coğrafyalar da geceyi yaşamaktadır. Yukarıdaki kısa video düz dünyaya göre gece-gündüz modeli için size fikir verecektir.

25 Kasım 2017 Cumartesi

Dünyanın Küre Olduğu İkibin Yıldır Bilinen Bir Şey mi ?




Düz Dünya fikri ile karşılaşan biri, konuya dair ayrıntları henüz öğrenmeden yaptığı ilk savunmalardan biri dünyanın yuvarlak olduğunun binlerce yıldır bilinen bir gerçek olduğu iddiası oluyor –bu savunmayla sıkça karşılıyoruz-
Evet dünyanın yuvarlak olduğu fikri ikibin yıldan fazla süredir var burası doğrudur ancak 20.yüzyıla kadar herkes tarafından kabul görmüş değildir. Ne zamanki “uzaya gönderilen” roketler vasıtasıyla “küre dünya fotoğrafları” çekildi ve “Aya gidildi” artık konu tartışma olmaktan çıkmış ve  herkes tarafından kabul edilmiştir. Tartışmaya açılması bile teklif edilemez hale gelmiştir. Velhasılı küre dünya fikrinin egemen olduğu dönem 20.yüzyıldır. Hiç de öyle ikibin yıldan beri kabul görmüş egemen bir düşünce değildir.
İkibin küsür yıl öncesine dönüp baktığımızda ise önümüze iki meşhur isim çıkıyor. Birisi Matematiğin Tanrısı olarak tanımlanan ve küre dünyanın eğim matematiğini bulan Pisagor, diğeri ise dünyanın düz olamayacağını deneyle gösterip sonra da küre dünyanın çevresini gerçeğe yakın şekilde ölçtüğü söylenen Eratosthenes.. Tamam işte madem adam deneyle bunu ıspatlamış niye itiraz ediyorsunuz derseniz, geçtiğimiz aylarda benzer deneyi yapan düz dünyacılar ikibin küsür yıl önce Eratosthenes’in bilmediği veya bir şekilde hesaba katmadığı yeni bir enstrümanı da deneye katarak bu arkadaşın yanıldığını gösterdiler.
Eratosthenes matematiğindeki yanlışı ortaya koyan videonun linkini hemen alta ekliyorum;

Gelelim Pisagor’a
Aşağıya maddeler halinde Pisagor ile ilgili bazı veriler paylaşacağım. Bunları okurken zihninizde şu soruya cevap aramanızı istiyorum;
Pisagor ve takipçileri dünyanın küre olduğunu biliyor muydu yoksa buna inanıyor muydu?

·         * Pisagor bireysel bir matematikçi değil, bir tür grubun önderi gibiydi
·         * Bir Matematik denklemi çözdüklerinde bu grup tanrılara hayvan kurban ederdi
·         * Grubun sıkı kuralları vardı, mesela herkesle aynı taraftan yürümezlerdi
·         * Ayakkabıyı ilk olarak sağ ayağına giyilmesi kuralı
·         * Bedensel sıvıların erkeğin ruhunun parçası olduğuna inanmak ve seksten kaçınmak
·         * Sessiz kalma kuralı ve gruba katılmak isteyenlerin uzun süre tek kelime etmemesi
·         * Matematik onlar için dinsel bir deneyim, bazı denklemler de ilahi sırlardı
·         * Pisagor tüm evrenin ardındaki unsurların sayılar olduğuna inanırdı
·         * Sayıların kutsal olduğuna inanırlardı, mesela 10 sayısı hepsinin en kutsalı idi
·         * Tetraktik adını verdikleri kutsal bir üçgene inanıyorlardı, kutsal üçgene ve kutsal 10 sayısına dua ederlerdi
Sanırım bu kadar yeterli. Şunu netleştirelim bizler takıntılı komplo teorisyenleri değiliz, asıl takıntılı olan onlar...
Ve konuya dönecek olursak, ikibin yıldır dünyanın küre olduğu bilinen bir gerçek değil
ÖYLE OLDUĞUNA İNANILAN bir fikirdir hatta bizce batıl inançtır. Adamlar üçgen, küre gibi cisimlere kutsallık atfediyor ve “dünya da öyle olmalı” algısı yayılıyor. Pisagor, Tetraktik ve Pentagram üzerine daha fazla ayrıntı için yine LightAroundtheMoon kanalındaki videonun linkini hemen alta ekliyorum;

Son olarak bir ilave yaparak soru işaretlerini avucunuza bırakıp müsaade isteyeceğim.
Pisagor ve takipçileri kutsal üçgene inanıp 10 sayısını tanrı gibi görürmüş dedik ya
Günümüz Siyonistleri 9 ve 11 rakamlarını (13 rakamı da var) benzer şekilde kutsuyor. Az bir şey beyin jimnastiği yapacak olursak 9’dan hemen sonra 11’e geçmelerini aslında 10 sayısını es geçmek yani tanrıyı es geçmek ! olarak düşünebiliriz. Niçin tanrıyı es geçsinler ki derseniz bi zahmet araştırın bu insanlar Luciferyan ve Lucifer Kuran’da geçen Şeytan oluyor. Amerika’da acil yardım numarasının 911 olması ve ikiz kule saldırılarının 11 Eylül olması (11 – 9 – 2001) gibi şeyler kesin tesadüftür zaten ;) 


17 Kasım 2017 Cuma

Dünya Düz ise Kenarı Nerede ve Niçin Aşağıya Düşenler Olmuyor ?


Düz Dünya modeline göre “kenardan aşağı düşmek” gibi bir durum sözkonusu değil.
Bu noktada öncelikle, diğer gezegenler ve yıldızlarla birlikte uzay boşluğunda olduğumuz fikrini çöpe atmamız gerekiyor. Konuyla ilk tanıştığınızda uzayın içinde düz bir dünya hayal edip çok saçma bulabilirsiniz (bize göre de saçma olurdu) Fakat öyle bir dünya yok :)

Big Bang dedikleri büyük patlama sonucu etrafa saçılan yıldızlar, galaksiler yok. Ve bizler birer yıldız tozu değiliz. Güneş, Ay ve yıldızlardan oluşan gökyüzü dünyanın tavanı oluyor. Ayak bastığımız yer ise dünyanın zemini..  
Kısaca gökler ve yer (arz) var ve dolayısıyla biz gökte –uzayda- bir yerde değiliz e doğal olarak zaten zeminde olduğumuz için “aşağıya düşmek” gibi bir durum sözkonusu değil.

Peki bu düz ve hareketsiz olan zeminin bir sınırı var mı ? Cevabı %100 bilemesek de Dünyanın etrafının büyük bir buz duvarıyla çevrili olduğunu ve kenarın bu duvarın ardında olduğunu düşünüyoruz. Buz duvarı deyince, izleyenlerin zihninde Game of Thrones dizisinin canlanması olası. Daenerys Targaryen de hoş bir karakter aslında :) Nerede kalmıştık, küre dünyada bize bir kıta olarak anlatılan Antarktika’nın aslında bu bahsettiğimiz buz duvarı olması ve dünyanın çevresini sarmış olması olası. Tabii böyle düşünmemizde Game of Thrones dizisini kaynak göstermeyeceğiz. Fakat belki Birleşmiş Milletler amblemini kaynaklardan biri olarak gösterebiliriz. Çok ilginçtir BM logosunda en yaygın olarak kullanılan düz dünya haritasını görüyoruz ve bu haritada dünyanın etrafını saran yapraklar da akıllara yaprak sarmasını get tamam ciddileşiyorum. Dünyanın çevresinin hem yukarıdan hem de kenarlardan bir kubbe ile sarılı olduğu (muhtemelen korunduğu) düşünülüyor.

Madem dünya düz ve kenarı Antarktika buzulu ise neden kimse oraya gidip bunu ıspatlayamıyor derseniz karşımıza bir sürü devletin imzaladığı Antarktika Anlaşması çıkıyor. Evet imkanlarınız yeterliyse Antarktika’ya gidebilirsiniz fakat orada bir sürü yasak var örneğin çevreyi görmek istiyorum deyip drone uçurumazsınız. Hep bize sorular soruyorsunuz, bu sefer de küre dünyanın efendilerine sorun bakalım uçurduğunuz drone yanlışlıkla bir penguenin kafasına düşmesi gibi küçük bir ihtimal dışında bu son derece ıssız topraklarda acaba drone uçurmak niçin sakıncalı görülsün ki ve buna benzer düzinelerce başka yasaklar niçin olsun ki..? (Penguenlere yaklaşmak yasak, gittiğiniz gemi dışında o coğrafyaya tuvaletinizi yapmak yasak, oradan herhangi bir şeyi hatıra olarak evinize götürmek yasak vb)

Aşağıya LightAroundtheMoon kanalında yayınlanmış bir videoya ait yaklaşık 10 dakikalık bir bölümü paylaşıyorum. Bu videoda iki usta gemicinin farklı zamanlarda buz duvarını aşmak için yüzbinlerce km yol katettiklerini (yani küreye göre Antarktika kıtasının çevresini birkaç defa turlamak demek oluyor) ve ABD’li bir Amiralin o coğrafyaya ait çok ilginç sözlerini bulabilirsiniz ki bize göre bu amiral dünyanın kenarını ve kubbeyi keşfetmiş olabilir.

İyi seyirler..